Sağlık Bakanlığı 2020 Temmuz Güncellenmiş Aşı Takvimi

Günümüzde özellikle yaşadığımız bu Covid19 pandemisiyle birlikte aşılar ve ne kadar önemli oldukları tekrar konuşulurken ben de dilim dönüp, kalemimin gücü yettiğince burada sizlerle aşılar hakkındaki bir takım bilgileri ve bu konudaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum… AŞI VE TARİHÇESİ Hastalık oluşturan bakteri ve virüslerin (mikrobik ajanların) zararsız hale getirildikten sonra, vücuda uygulanarak o hastalıktan koruyacak antikor denilen bağışıklık proteinlerinin yapımının sağlanmasına aşılama adı verilir. Aşılamanın tarihçesi oldukça eski zamanlara dayanıyor.
,
İlk olarak 7. yüzyılda Hintlilerin yılan sokmasına karşı bağışıklanmak için yılan zehiri içtiklerini görüyoruz. Bundan sonraki ilk aşı çalışması 1742 yılında Çin’de Jung Hanedanlığı kayıtlarında çiçek hastalığına karşı yapılan çalışmalar olarak gözümüze çarpıyor… Elbette günümüz teknolojileri olmadığı için bunlar ilkel teknikler şeklinde; Çiçek geçiren hastanın yara kabuklarının burundan çekilmesi ya da burun tamponu şeklinde uygulanması Bir diğer teknik ise çiçek geçiren kişinin iç çamaşırlarının sağlıklı bireye giydirilmesi ki bunları düşününce insanın günümüz aşı teknolojilerini keşfedenlerin elini öpesi geliyor … Bu dönemlerin İstanbul’unda neler oluyordu diye merak ediyor insan.. Sizin de aklınıza takıldıysa hemen paylaşayım; bazı tarihi yayınlarda ( Lady Montegu, Şark Mektupları) 1721 yılında İstanbul ‘da çiçek hastalığına karşı aşı uygulandığını belirtiyor. İlk sistemli aşılama 1796 yılında Edward Jenner’ın buluşu ile yine çiçek hastalığına karşı uygulanmaya başlamış. Ardından kuduz, kolera, tifo, tüberküloz ve boğmaca aşıları devreye girmiş… Sonrası çorap söküğü gibi geliyor; difteri, tetanoz, çocuk felci( polio ) Ardından da kabakulak , kızamık, kızamıkçık, su çiçeği ve hepatit B ve A aşıları… Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama; günümüzde bu hastalıkların bir çoğunu artık görmüyoruz çok şükür.
Ailelerinizin en eski kuşaklarının hikayelerinde duyarsınız çiçek bozuğu ifadesini, yüzünde derin çukur çukur çiçek yara izleriyle gezen talihsiz bireylerin öyküleri ne mutlu bize ki sadece kitaplarda kaldı. 1977 yılı itibariyle çiçek hastalığı dünyada son buldu. Aşı buluşları içinde benim en etkilendiğim aşılardan biri ise çocuk felci aşısıdır. Polio virüs denilen mikrobik ajan cok yüksek bulaşıcılık hızına sahip, sindirim sistemi ile bulaşan; ayağa kalkma-yürümede güçlük yapan, felç ile sonuçlanan, ağır tiplerinde ise solunum kaslarını da tutarak ölüme dahi sebep olan bir virüstür. Kötü hijyen koşullarında ciddi salgınlara yol açar. Özellikle 15 yaş altı bireyler bu virüsün yaptığı salgınlardan etkilenmektedir. Bilinen ilk poliomyelit salgını tarihte 1887 yılında kayıt altına alınmış. İlk polio aşısının kullanıma giriş tarihi ise 1950 li yıllara dayanıyor. Şanslıyız ki ülkemizde polio 1998 yılı itibariyle eradike edilen yani kökü kazınan hastalıklar sınıfında yer alıyor. Fakat çocukluğumuzda yaşı bizden 15- 20 yaş büyük grupta incecik kalmış bacaklarıyla,aksayarak yürüyen, demir protezli ya da tekerlekli sandalyeyle gezmek zorunda kalan abiler ablalar hatırlayanlarınız vardır belki de…Sadece belli aralıklarla uygulanan kas içi aşılamalar ve ağızdan uygulanan iki damla aşılarla bu hastalıktan kurtulabilmek ne güzel değil mi ??? Öte yandan dünyada maalesef ( 2019 yılı verilerine dayanarak paylaşıyorum) Filipinler, İran, Mozambik, Nijerya, Pakistan, Gana Cumhuriyeti gibi ülkelerde halen vakalar görülmeye devam ediyor. Ben çocukluğunda Ömer Seyfettin kitapları okutulan nesildenim. Bilmem bu satırları okuyanlarınız arasında Ömer Seyfettin ve onun dramatik öyküleriyle tanışanlar var mı ? Şükür ki kuş palazı hastalığı (difteri) da ülkemizde sadece bu romanda anılır oldu. Sonuç olarak ; bu sayfada paylaşılan fotoğraflardaki tüm dramatik görüntülerin tarih olmasının tek sebebi aşılar… Bu nedenle çocuklarımızın sağlıkla, mutlu büyümeleri için onları hastalıklardan koruyabilecek tüm aşılara ulaşabilmesi biz çocuk hekimlerinin tek temennisidir.
AŞI TAKVİMİNDE YER ALMAYAN AŞILAR
Ülkemiz aşı takvimi dünyadaki bir çok ülkeyle kıyaslandığında oldukça geniş kapsamlı bir takvimdir. Bu takvimde henüz yer almayan fakat pediatristler tarafından önerilen iki ayrı hastalığa karşı geliştirilmiş aşılar da ülkemizde mevcuttur. Bunlardan ilki Rotavirüs denilen bir mikrobik ajanın yol açtığı ciddi kusma, ishal , kilo kaybı gibi tablolara yol açan barsak enfeksiyonuna karşı koruyucu olarak geliştirilmiş , ağız yoluyla uygulanan aşılardır. Ülkemizde ; biri 3 ayrı defada uygulanan, diğeri ise toplamda iki kez uygulanan iki ayrı firmanın ürettiği aşılar mevcuttur. Her iki aşı tipinin de koruyuculuğu birbirine yakındır. Genellikle bebeğiniz iki aylık olduğunda aşılama başlanır. En önemli nokta; her iki aşı tipi için de aşının ilk dozunun bebeğiniz en geç 12 haftalık olduğunda uygulanması gerektiğidir. Takvimde yer almayan ancak önerilen bir diğer aşı grubu ise meningokok aşılarıdır. Meningokok hastalıkları; Neisseria meningitidis adı verilen bir bakterinin neden olduğu menenjit tablosu (beyin ve omurilik çevresini saran zarların iltihaplanması) ve kan dolaşımında ciddi enfeksiyonun oluşması sonucu gerçekleşen meningokoksemi tablosu olarak adlandırılan hastalıklardır. Bu hastalıkta iltihabi reaksiyon kan dolaşımının ulaştığı tüm dokulara yayılır. Erken dönemde tanı koymak hastalığın başlangıçta basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi seyredebilmesi nedeniyle güçtür. Fakat ne yazık ki erken tanı ve tedaviye ulaşılamadığında dolaşım yetmezliği ve sistemik şoka bağlı ölümler meydana gelebilir. Şiddetli hastalık tablosunda beyin omurilik geri dönüşümsüz hasar alabilir. Erken tanı konulabilse dahi kalıcı işitme kaybı, organ kayıpları görülebilir. Her yaşta meningokoklara bağlı hastalıklar görülebilir fakat özellikle 1yaş altı çocuklar daha büyük risk altındadır. Bu bakterilerin bilinen 13 alt grubu mevcuttur ve özellikle 5 tanesi dünya genelinde insanlarda hastalığa yol açabilmektedir. Bunlar A,C,Y, W135 ve B serogruplarıdır. Aşı teknolojilerinin gelişmesi sayesinde günümüzde erken aşılamayla bu bakterilerin yol açtığı hastalıklardan korunabilmek mümkündür. Burada iki ayrı aşı grubu devreye girmektedir. Ülkemizde A,C, Y, W135 serogruplarına karşı geliştirilmiş 3 ayrı firmanın aşısı mevuttur. Bu aşılar alfabetik sıraya göre isimlerini sayacak olursak Menactra, Menveo ve Nimenrix olmak üzere adlandırılırlar. Uygulandıkları yaş grubuna göre aşı dozları ve aralıkları değişmektedir. Detayları takip eden hekiminizle değerlendirmenizi öneririm. Diğer aşı ise sadece B serogrubuna karşı geliştirilmiş, Bexero isimli günümüzde dünya genelindeki tek aşıdır. İlk doz 2. ay itibariyle başlanabilmektedir. Aşı dozu ve intervali yine aşılamanın başladığı yaşa göre değişiklik göstermektedir. Meningokoklara karşı tam bağışıklığın sağlanabilmesi adına her iki aşı grubunun da çocuğun yaşına göre uygun dozda yapılması gerekmektedir. Unutmayın ki ; ne kadar erken aşılama programına başlanırsa o kadar erken koruma sağlanacaktır…
HPV Aşısı
Esasında rutin aşı takviminde yer almamasına rağmen önerdiğimiz bir aşı daha var ki bu da HPV aşısı ya da rahim ağzı kanseri aşısı olarak adlandırılır. Hem kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, hem de pediatristler tarafından uygulanabilen bir aşıdır.
Human Papiloma Virüs olarak adlandırılan virüsler yaygın görülen, belirti göstermeyen, cinsel yolla bulaşıcılıgı söz konusu olan DNA virüsleridir. 100 den fazla HPV tipi mevcuttur. 30_40 tipi anogenital alanda yerleşir. 15_20 alt tipiyse kanserle ilişkilendirilmiştir(yüksek riskli tipler). Bir grubu ciltten kabarık karnabahar görünümlü kondilom denilen siğillere yol açar. Yüksek riskli HPV tipleriyse kadınlarda servikal kanser, vulva, vajina, ağız içi, bademcik, gırtlak, anüs kanserlerine yol açarken, erkeklerde de anüs, penis ve ağız içi kanserlerine sebep olabilir.
En sık kansere sebep olan tipleri bölgelere göre farklılık gösterse de HPV 16_18 olarak bildirilmiştir.
Aşılama HPV enfeksiyonlarını önler ve HPV’ ye bağlı kanserlere karşı %89_%99 arası anlamlı düzeyde koruma sağlar. Önemli olan cinsel aktif süreç başlayıp, HPV ile vücut tanışmadan aşılamanın tamamlanmasıdır. Bu nedenle 9 yaşından itibaren kız ve erkeklere HPV aşısı yapılabilir. Genellikle biz pediatristler rutin uygulamada bu aşıyı 12 yaş civarında öneririz.
Bu amaçla gelistirilen üç ayrı aşı mevcuttur; Cervarix adlı aşı HPV 16-18 , Gardasil-4, HPV tip 6, 11, 16, 18, Gardasil 9 HPV tip 6, 11, 16, 18, 31, 33, 45, 52, ve 58 e karşı geliştirilmiş aşılardır.
Uygulama şekli kas içidir, doz aralıkları aşağıda belirtildiği şekildedir;
İlk doz HPV aşısı: Belirlenen bir tarihte
İkinci doz aşı İlk HPV aşısından 2 ay sonra (minimum 1 ay olmalı arada)
Üçüncü doz HPV aşısı: İlk aşıdan 6 ay sonra (İkinci dozdan sonra minimum 3 ay olmalı)
HPV aşısı canlı aşı değildir, mikroorganizmanın tamamı yerine küçük bir parçasını içeren rekombinan teknoloji ile üretilen bir aşıdır.
Son çalışmalar ışığında 27-45 yaş aralığındaki kadınlarda da aşının etkili olduğu görülmüştür.
Dünya Sağlık Örgütü 2020 kanser verilerine baktığımda yeni tanı kanser vakası 19,3 milyon kişi, kansere bağlı ölüm sayısı ise yaklaşık 10 milyon olarak bildirilmişti. Tüm dünyada ve ülkemizde kadınlarda görülen kanser tipleri incelendiğinde rahim ağzı kanseri en sık görülen 4. kanser tipi olarak açıklanmış. Tıp bilimi her geçen gün gelişiyor, erken tanı ve tedavi imkanları artıyor olabilir. Fakat biliyorsunuz; biz pediatristlerin öncelikli hedefi hastalığa tanı koymak ya da tedavi etmek değil oluşmasını engellemektir.
Size 3 doz aşı ile çocuğunuzu en sık görülen kanser tiplerinden birine karşı koruyabileceksiniz deseler.
COVİD 19 DAHİL TÜM MİKROBİK HASTALIKLARIN SON BULDUĞU , TÜM ÇOCUKLARIN TEMİZ SUYA, SAĞLIKLI BESİNLERE, YAŞLARINA UYGUN GEREKLİ AŞILARA, SEVGİ DOLU , HİJYENİK, SAĞLIKLI YAŞAM KOŞULLARINA ULAŞABİLECEĞİ BİR DÜNYAYA KAVUŞMAK DİLEĞİYLE !!!